Son güncelleme tarihi 11/05/2023
Dünyayı kasıp kavuran Covid19 salgını Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktıktan yaklaşık 1 ay sonra ülkemize de ulaştı. Bu süreçte kimi hastalığı ciddiye alsa da kimi çokta umursamadan yaşamayı sürdürdü. Hoş geldiğimiz nokta da hastalığı ciddiye alan kesim çok olsa da umursamadan devam eden kesim halen aynı çizgisinde hayatına devam ediyor.
Hükümet yetkilileri, salgının sınırlarımızdan içeri girmesi sonucu tespit edildikleri andan itibaren yayılmaması için yoğun çabalar harcadı ki dünyaya nazaran Türkiye olarak başarılı bir mücadele süreci yürütüldüğünü düşünüyorum. Ama küçük bir öz eleştiri yapacak olursak da daha iyisi de elbette olabilirdi. Ama şu aşamada bunu tartışmanın veya gündeme getirmenin çokta bir faydası olacağını düşünmüyorum. Sonuçta etkileri bilinmeyen yeni bir virüstü ve insanlık olarak yeni tanıştık.
Geçtiğimiz süreçte gördük ki bu salgın fakir-zengin, genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden hemen hemen tüm kesime bulaşabildiğini ancak en çok yaşlı nüfus üzerinde ve kronik rahatsızlıkları olan insanlar da ölümcül sonuçlara neden olduğunu öğrendik.
Uzmanların açıklamalarında orta bir nokta vardı ki o da, bundan sonraki hayatımızda var olacağına inanılan Covid19 ile yaşamayı öğrenmek! Evet, kimine göre ürkütücü kimine göre sıradan olsa da gerçek bu şekilde ve görünüyor ki bu gerçeğe hepimiz alışacağız.
Peki kişisel anlamdan Covid19 bize neler getirdi, bunlara bir göz atalım:
- Kişisel temizliğin önemini hayatımızın tam merkezine getirdi. En basit ifadeyle yemekten önce, yemekten sonra, dışarıdan gelince, paraya dokununca, çok fazla yüzeylere temas edince vs. başta olmak üzere özellikle el yıkama alışkanlığını çok ciddi olarak hayatımıza sokmuş oldu. Televizyonlarda kamu spotu olarak da yayınlanan bu basit ama etkili yöntem herkesin artık aklına kazınmış durumda. (Dip not: Esasen inancımız olan İslâm’ın da bize üstünde dura dura tavsiye ettiği kişisel temizlik ve hadis-i şeriflerde Peygamber Efendimiz (S.A.V) özellikle bir şey yemeden önce ve sonra el yıkama hususundaki uyarıları hemen aklımıza geldi.)
- Toplum içinde öksürme, hapşırma vb. gibi ani gelişen durumlarda neler yapılacağını “14 Kural” çerçevesinde öğrenmiş olduk. Hatta çeşitli skeç veya güldürü şovlarında bu hususa dikkat çekilerek neler yapılması gerektiği ya da yapılmadığında diğer insanların nasıl tepki verdiğini görmüş olduk.
- Fırsatçı bir toplum olduğumuzu salgının ilk günlerinde “Kolonya”nın virüs üzerinde dezenfekte edici etkisini öğrenmemizle bir kez daha görmüş olduk. Aynı durumun sokağa çıkma yasakları sürecinde gıda fiyatları üzerindeki etkisiyle de tescillemiş olmamız cabası olarak kayıtlara geçti.
Ekonomik anlamda Covid19 bize neler getirdi, kısaca göz atalım:
- Salgının yayılmaya başladığı günlerde hükümet yetkililerinin açıklamaları, uzmanların görüşü neticesinde özellikle 20 ve üzeri personel çalıştıran fabrika ve şantiyeler işlerine ara vermeye başladı veya dönüşümlü olarak çalışmaya başladılar. Bu husus ekonominin çarklarında daralmaya, yavaşlama ve hatta iş kayıplarına neden oldu.
- Tekstil sektöründe ihracat odaklı çalışan fabrikalar Avrupa’yı kasıp kavuran salgın hastalığın etkisiyle bu bölgedeki alıcıların malları almaması veya geciktirmesi sebebiyle üretimleri durdurmak zorunda kaldılar.
- Ülkemizde pek çok büyük çaplı üretim yapan, dünyaca ünlü markaların atölyeleri de dahil olmak üzere devlet kontrollü olarak maske üretmeye başladı.
- E-ticaret bu süreçte zirve yaptı ve e-ticaret ile uğraşan esnafın yüzünü güldürdü. Dükkana gelemeyen müşteri internet üzerinden sipariş ederek hem ihtiyacını giderdi hem de esnafı ayakta tuttu. Kargo şirketleri kargolara yetişemedi, e-ticaret ve pazar siteleri yoğunluktan kargolara kota koymak zorunda kaldı. Pazar siteleri cirolarını katladı ve satıcıların rahatlaması için ödeme sürelerini kısalttılar.
- Devlet destekleri arttı, vatandaşın faydalanması için olanaklar arttı ancak fırsatçı ve art niyetli vatandaşlar da bu süreçte gün yüzüne çıktı. İhtiyacı olmadığı halde destekten faydalanma çabasına girişti. Kimi başarılı oldu kimi başarısız oldu.
Son olarak her ne kadar Covid19’un kasıtlı olarak çıkarılan bir silah olduğu yönünde tartışmalar devam etse de şu anda kimse bu hususa eğilemiyor. Can derdi bitince mutlaka bu konular derinlemesine araştırılacaktır. Bize düşen ise Covid19’a karşı önlemlerimizi alarak gerek kendimizden gerekse aile bireylerimizden uzak tutmak.
Sağlıkla kalın.
İlk yorum yapan siz olun